قَدْ اَفْلَحَ مَنْ زَكّٰيهَاۙ
“Nefsini arındıran elbette kurtuluşa ermiştir.” 1
وَقَدْ خَابَ مَنْ دَسّٰيهَاۜ
“Onu arzularıyla baş başa bırakan da ziyan etmiştir.” 2
Dedik ki; bu ayetteki ibare her ne kadar birey ve toplum için kullanılmışsa da, burada birey için kullanılıyor. Ve bir sonraki ayet; takvadan, ahlâki yoksunluktan bahsetmektedir.
Her kim takvalı olursa kurtuluşa ermiştir, her kim ahlâki yoksunluğa düçar olursa bedbaht olmuştur.
Kur’an’ın sonraki hitabı, sosyal bir konudur. Semud kavminde olduğu gibi. Bu işi bir kişinin yapmış olmasına rağmen, o iş bir kişinin yaptığı iş değildi, toplumun yaptığı bir işti.
Bu ayetten şu çıkarılmaktadır; kendi nefsini arındırmaya çalışan o kişi başarılı olmuştur ve ruhunun ahlâki yoksunluğa düçar olmasına izin veren kişi bedbaht olmuştur.
Ve aynı zamanda bu ayet toplum için de bir çıkarım yapmaktadır. Toplum kendini ahlâki kirliliklerden temizlemelidir. Eğer bu kirlilikleri temizlemezse… Farz edelim ki sonradan güçlü bir toplum oldu, zengin, refahı olan, sanatı olan bir toplum oldu. Ama bu toplum; can, ruh, nefs, ahlâkın nazarında kirlidir. Ve bu yozlaşmış toplum sonunda Semud kavmi gibi bedbaht olacaktır.
Şehid Ayetullah Murtaza Mutahhari