Bir mescide namaz kılmaya gitmiştim. Gördüm ki cemaat slogan atıp “Amerika’ya ölüm” demiyor.
Sordum, neden (İran’da gelenek olan “Amerika’ya ve İsrail’e ölüm”) sloganını atmıyorsunuz?
Dediler ki; “Burası bir ‘mescid-i mukaddisin’dir” (mukaddes kimselerin türbelerini barındıran bir mescid). Yani, “Mukaddeslerin mescididir, siyasetin değil. ‘Amerika’ya ölüm’ sloganı ise siyasidir.”
Ben de cevaben; “Amerika’ya ölüm!” demek Kur’ânî bir slogandır, kim demiş politik birşey olduğunu?”
Sonra, oradaki Ayetullah muhterem bir alimdi, İran İslam İnkılabı’na iyi bakardı. Devrim taraftarı idi. Yanına gidip, Ağa izin verirseniz bir dakika konuşmak istiyorum dedim. O da “Tabîi, buyurun.” dedi. Beni biliyordu.
Cemaate dönüp “Ey Mü’minler” dedim; “Siz namazınızı kıldınız, hem de bir Ayetullah’ın arkasında. Ama bana göre siz % 50 Müslümansınız. Sizler tıpkı Mini-büs (yarım otobüs) gibi Mini-Müslümansınız. Tam ve kâmil bir Müslüman değilsiniz. Söyleyeyim mi neden % 50 Müslümansınız? Çünkü Kur’an-ı Kerim, Müslümanın dört alâmetini sayar, ki sizde iki tanesi yok.
Kur’an, mü’minlerin özellikleri hakkında اَشِدَّٓاءُ عَلَى الْكُفَّارِ (kâfirlere karşı şiddetli) diyor, yani “Amerika’ya ölüm!” ve رُحَمَٓاءُ بَيْنَهُمْ (kendi aralarında merhametlidirler) yani “Yaşasın Devrim Muhafızları!” Sonra diyor ki تَرٰيهُمْ رُكَّعًا سُجَّدًا (onları rükû ve secde ederken görürsün).
Yani Kur’an; Amerika’ya ölüm!, Yaşasın İslam askerleri! Rükû ve Secde diyor. Siz mescidinizde “kâfirlere karşı şiddetli” ve “kendi aralarında merhametli” değilsiniz. Sadece Rükû ve Secdeniz var. Sonuç olarak % 50 Müslümansınız.
Hüccet’ül İslam Muhsin Kıraati